Keşmekeş

Hayatın önündeki bulutlar kalkıyor yavaş yavaş.. pembe gözüken bulutların arkasından kendini göstermeye başlayan karalar, havayı yada hayatı kasvete boğarcasına yükleniyorlar insanın üzerine!!

Güneşin güzelliğini kıskanırcasına kasvetli bir havada gökyüzünü alabildiğine daha da çok kapatmaya çalışan yada insanların güneşe bakmalarını engellercesine tüm başları yere eğmeğe zorlayan bulutların içindeki tüm kini yüklenerek hızlanan bir dolu .. hayatta böyle mi?

Yada insanın yaptığı seçimlerle kendi hayatında kendi akış diyagramının yönlendirilmesinde kilit noktalarını kendi seçimiyle farklı anlamlarla yüklenmiş bulutlarla dolu bir gök yüzünde gidecegi yönü tayin eden biz miyiz yoksa ..?

İnsanın gideceği rota bilinen bir gerçek mi ? yada büyük çoğunluğu kendi seçimlerine bırakılan sonu bilinmez bir labirent mi?

Kara ve kasvetli bulutların ardında kıymeti daha iyi anlaşılan açık mavi ve beyaz bulutlarla desenlenmiş bir gök yüzünde içinde taşıdığı nemi güneşin saklı kalmış güzelliğini dışarı çıkarmaya ve insanın tenine bu ferahlığı ve güzelliği hissettiemye çalışırcasına yavaş yavaş ve küçük taneler şelinde dışa vuran çiseleyen yağmur... o kasvetli bulutların yüklendiği anlam bu güzelliğin habercisi mi yoksa?

Birde zaman denilen bir kavram, insanların kendi şuçlarını üzerine yüklemeye çalıştıkları yada üstesinden gelemiyecekleri sorunları ona terk ettiklei .. Yapmadıkları yada yapamadıklarını onun üzerinede kaybetmeye çalıştıları fakat sadece etraftaki değişiklikleri isimlendirmeye yarayan ve onu sistematik bir değişim döngüsüne hapseden saatle ölçülmeye çalışılan zaman sadece bir kavram... ?

Hiç yorum yok: